SON DAKİKA

Siyaset

'17 Aralık'ta hükümetin devleti nasıl soyduğuna tanık olduk'

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, “17 Aralık’ta hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. Bir tarihe bakın bir şimdiye bakın” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları:

– Eğer siz bir seçime müdahale ediyorsanız, arkadan YSK seçimi iptal ediyorsa, bu seçimin güvenliği her yerde tartışılır. Burdan Yalovalılara sesleniyorum. Seçtiğiniz kişiye sahip çıkın. Oylarınızı almak için para dağıtacaklar. Ama ben Yalovalılara güveniyorum.

– 1 Mayıs’ın ve Taksim’in bizim için ayrı bir önemi var.1 Mayıs 1977’de 34 yurttaşımız Taksim’de hayatını kaybetti. Taksim’in bu açıdan özel bir anlamı var. Taksim’de 1 Mayıs kutlamak istiyorlard,ı izin vermediler ama bizim insanlarımız direndi. Aradan yıllar geçti. 1 Mayıs Bayram kabul edildi ve 2010’da insanlar işçi bayramını Taksim’de özgürce kutladılar. 1 Mayıs 2010 Türkiye’nin nasıl olgunlaştığının somut bir kanıtıdır. 2010’da Taksim’de insanlar 1 Mayıs’ı özgürce kutladı, Başbakan denen zat hiç bir olayın olmadığını gördü. Olaylar niye çıksın 1 Mayıs 2010’da olay çıkmadı da şimdi niye çıksın.

‘Herkes istediği gibi kutlasın’

– Neden olay çıksın Taksim’de 2010’da çıkmamış şimdi de çıkmaz. Bakın 34 vatandaşımız öldürülmüş ve hala katilleri belli değil. Bunlar anılmayacak da kimler anılacak. Bırakın herkes istediği gibi kutlasın 1 Mayıs’ı. 1 Mayıs’ta Taksim’de olmak istiyorlarsa çıksınlar. Herkesi bu konuda dikkatli olmaya davet ediyorum.

– Yarın 23 Nisan. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Saltanata karşı içerde bağımsızlık için içerde verilen mücadele… Ana eksen ise milletin egemenliği bunun için mücadele yapıldı.

’17 Aralık’ta hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk’

– 17 Aralık’ta bir olay oldu. 17 Aralık 2013’te bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. Bir tarihe bakın bir şimdiye bakın. Her kuruşun hesabını halkına veren bir yönetime bakın… Her kuruşu nasıl hortumlarız diyen bir yönetime bakın. Bakın o dönemde de yolsuzluklar olmuştur ama asla affedilmemiştir. Ne Mustafa kemal Atatürk ne de İsmet İnönü.

‘Zarrab’ın heykelini dikmek lazım’

Biliyorsunuz bir havuz medyası var. Şimdi bu medya Reza Zarrab’ı TV ve kendi gazetelerine çıkarmaya başladı. Neymiş Zarrab çok hayırsever bir iş adamıymış. Cari açığı kapatan biriymiş. Samimi söylüyorum Reza Zarrab’ın heykelini dikmek lazım.

Meclis kavşağında Zafer Çağlayan anıtı dikildi. Onun yanına mutlaka Reza Zarrab’ın heykelinin olması lazım. Ama bir heykel yetmez. İkinci heykelin İçişleri Bakanlığı’nın önünde olması lazım. Zarrab’ın önünde yatan bir İçişleri bakanı heykeli olabilir orada.
 
‘Bakanların cari açığını kapatmıştır’

Üçüncü heykeli Başbakanlığın önüne dikeceksiniz. Elinde bir çikolata kutusu Başbakan’a giderken. Son balkon konuşmasından bütün üçkağıtçılar vardı aile de vardı orada. Reza Zarrab yoktu. Onu da alsınlar oraya. Bence Bakanların cari açığını kapatmıştır. Rüşvetin yeni adı cari açığı kapatma. Ben merak ediyorum bu adam sanayiciydi de haberimiz mi yoktu. Rüşvetin adı cari açık oldu şimdi.

 ‘En ağırıma giden…’

Çıkarıyorsunuz Reza Zarrab’ı arkasında fon olarak Türk Bayrağı kullanılıyor. En ağırıma giden budur. Bir sahtekarın arkasına Türk bayrağı koyularak onu meşru gösterme asla mümkün olmamalıdır. Bunu hesabını havuz medyasından soracağız.

Benzer Haberler